Bir çoğumuz zevkle dinlediğimiz hikayelerle büyümüşüzdür. Belki yine bir çoğumuz aynı hikayeleri şimdi kendi çocuklarımıza anlatıyoruz. Edebiyattaki yeri kadar konuşmada da önemli bir yeri var artık hikayelerin günümüzde…

Teknolojinin hızla ilerlemesinin büyük bir dezavantajı olarak karşımıza çıkan konsantrasyon sürelerinin kısalması problemi özellikle, görüşmelerde, toplantılarda, sunumlarda, hitabetin her alanında konuşmacıyı “sıkıcı olmamalıyım” düşüncesine itse de bireyler bunun çözümünü bulmakta zorlanıyorlar.

Bu eğitim, sıkıcı, monoton, renksiz olmasından çekinilen aktarımların, tıpkı bir çocuğun bir hikaye dinleme şevkindeki gibi bir etkiyle renklendirilebilmesi için,  Drama’nın doğaçlama tekniklerinden faydalanarak herkesin içindeki “Anlatıcı”yı açığa çıkarmayı hedefler.  İş hayatındaki birçok hitabet gerektirecek durum için avantaj sağlayacak bu eğitimde değinilen konulardan bazıları:

Yaratıcı olunur mu doğulur mu?

İletişimde Monolog-Diyalog kullanımı ve Linguistik Aktivite nedir?

Konuşmada Linguistik Aktivite geliştirilebilir mi?

Supleksler neden gereklidir?

Hangi durumlarda Supleksler devreye girmelidir?

Konuşmada Doğaçlama nasıl yapılır?